KIBRIS TV’de yayınlanan Gün Ortası programına konuk olan Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sait Akşit, Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan ve İsrail tarafından “Madleen” isimli yardım gemisinin engellenmesini değerlendirdi. Programda Elif Şen Çatal’ın sorularını yanıtlayan Akşit, eylemin sembolik boyutuna ve uluslararası yankılarına dikkat çekti.
Gazze’ye yönelik abluka altında gerçekleştirilen bu eylemin, dikkat çekme açısından amacına ulaştığını belirten Akşit, “İçinde iki Türk vatandaşının da bulunduğu ve Greta Thunberg gibi tanınmış isimlerin yer aldığı gemi, Mavi Marmara’yı anımsatan bir girişimdi. Ancak bu kez süreç daha sessiz geçti. İsrail’in müdahalesi uluslararası sularda gerçekleşti ve aktivistler sınır dışı edildi” dedi.
Doç. Dr. Akşit, özellikle Greta Thunberg’in sınır dışı edilmeyi kabul ederek bir an önce serbest kalmasının, dışarıdan daha güçlü bir ses olma stratejisinin parçası olduğunu ifade etti.
Programda ayrıca, gözaltına alınan bazı aktivistlere kötü muamele yapıldığına dair iddialar da gündeme geldi. Elif Şen Çatal’ın, Brezilyalı bir aktivistin açlık grevine başladığı ve tutuklulara içme suyu bile verilmediği yönündeki bilgilere dikkat çekmesi üzerine Akşit, İsrail’in Gazze’ye yönelik uygulamalarının uluslararası hukuk ve insan hakları açısından ciddi ihlaller barındırdığını vurguladı.
İsrail’in Gazze’deki sivil halkı topluca cezalandırdığını belirten Akşit, “İsrail, tüm Filistinlileri Hamas’la özdeşleştiriyor ve aç bırakma, yardımı engelleme gibi yöntemlerle sivil halka savaş suçu teşkil eden uygulamalarda bulunuyor” diye konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e verdiği desteğe de değinen Akşit, “Yönetim değişse bile ABD’nin İsrail politikasında ciddi bir farklılık göremiyoruz. İsrail, Orta Doğu’daki düzenin temel taşlarından biri olarak görülüyor. Bu yüzden de ABD, Birleşmiş Milletler’de İsrail’e yönelik tüm kararlarda yanında durmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Turkish 
English